Çene kistleri özelikle büyüdükleri zaman çene kırığından ciddi enfeksiyonlara kadar farklı şekillerde
tehlikelere yol açabilirler. Sebepleri çoğunlukla diş kaynaklı olan kistler, bulundukları yerde çene kemiğini rezorbe ederek büyürler, bazen yakınındaki dişlerin köklerini iterek diş yapısında bozulmaya neden olup, bulundukları yere göre farklı önemli anatomik oluşumları etkileyebilirler. Örneğin; maksiller sinüs içerisine doğru büyüdüklerinde sinüs boşluğunun hacminde ciddi bir küçülmeye neden olabilirler. Bazen alt çene sinirine yakın bir bölgede ise sinire bası uygulayarak uyuşukluk ya da karıncalanma hissi oluşturabilirler.
Kistlerin erken teşhis edilip çıkartılması birçok açıdan avantajlıdır. Küçük kistler için cerrahi müdahale yapılacak alan da küçük olacağından, cerrahi komplikasyon riski azalmış olur. Hatta bazen sadece ilgili dişin çekimiyle bile kistten kurtulmak mümkün olur. Kist fazla büyümediği için yakınındaki dişlere ve diğer anatomik oluşumlara zarar verme olasılığı azdır. Cerrahi müdahale daha kolay olacaktır. Göreceli olarak kistin meydana getirdiği deformasyon küçük olduğunda çıkartılan kist boşluğuna kemik grefti yerleştirme ihtiyacı da olmayacaktır.
Kist operasyonları, büyüklüğüne ve lokalizasyona bağlı olarak değişmekle birlikte, çoğunlukla lokal anestezi altında yapılabilir. Aynı diş çekiminde olduğu gibi anestezi uygulandıktan sonra ilgili bölge cerrahi yöntemle açılır ve kemik içindeki kist epiteli kazınarak bölgeden uzaklaştırılır. Gerekli durumlarda kist boşluğu kemik grefti ile doldurulur.
Operasyon sonrasında tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi bir miktar ödem ve sızıntı şeklinde kanama olması normaldir. Sıcak yiyecek ve içeceklerden uzak durulması önerilir. Alkol ve özellikle sigara yara iyileşmesini olumsuz yönde etkileyecektir. Yaklaşık bir hafta kadar dişler fırçalanırken ilgili bölge travmadan korunmalıdır. Doktorun reçete ettiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı ve kontroller ihmal edilmemelidir.